964 kez okundu | Başvuru ve Eğitim
Osmanlıca yabancı bir dil olarak ilk başta algılasa da aslında Türkçe dilinin belli bir evresindeki dönüştüğü halidir.
Osmanlıca ya da genel anlamıyla Osmanlı Türkçesi 13.
Yüzyıl ile 20.
Yüzyıl arasında Osmanlı Devlet’inin yayıldığı bütün ülkelerde ve Anadolu’da kullanılmış olan Farsça ve Arapça’ dan etkilenmiş bir Türk dilidir.
Osmanlıca alfabe olarak Arap alfabesinin Türkçe ve Farsça uyarlanmış bir biçimi olarak yazılmıştır.
Osmanlıcanın alfabesi günümüz Türkçesinden farklı olduğu için Osmanlıca tercüme ve Osmanlıca çeviri büyük bir önem taşır.
Halk dilinde bazen ama hatalı olarak ‘Eski Türkçe’ diye bu dönem adlandırılır.
Klasik dönemde Osmanlıca ayrı bir dil olarak algılanmamış, Arapça, Farsça, Türkçe dillerinin karışımı olarak görülmüştür.
Sokakta, köyde ve evlerde konuşulan basit dil “Türkçe” olarak adlandırılmıştır.
19 yüzyıla gelindiğinde ise standart bir yazı dili istenmeye başlanmıştır bu yüzden Osmanlı dili tartışmaları artmıştır.
Şinasi, Ali Suavi, Ahmet Vefik Paşa gibi yazarlar Osmanlı dilinin temelini oluşturan Türkçenin güçlendirilmesi ve yazı dilinin Türkçe konuşma diline yaklaştırılmasına dair düşünceleri vardı ve bunun hakkında yazılar yazdılar.
19 yüzyıl sonunda doğan Türkçülük akımı, Osmanlı yazı dilinin gerçekte Türkçe olduğu ve Türkçe diye adlandırılması gerektiğini vurguladı.
Osmanlı İmparatorluğu ilk anayasası olan 23 Aralık 1876 da ilan edilen Kanun-i Esasi’nin 18.
Maddesinde devletin resmi dili “Türkçe” olduğu belirtilmiştir.
Osmanlıca metinleri anlamak için Osmanlıca çeviri büyük bir önem taşır.